Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 2013-2015 yılları arasında milletvekilliği yapmış olan Sırrı Süreyya Önder’in anmasına ev sahipliği yaptı. Yıllar içerisindeki siyasal duruşu ve insan hakları konusundaki mücadelesiyle tanınan Önder, yaşamını yitirdiğinde ardında büyük bir miras bıraktı. Anma törenine katılanlar, Önder’in hayatı, mücadelesi ve Türkiye siyasetine kattığı değerleri hatırlayarak duygusal anlar yaşadı. Bu anma, sadece Sırrı Süreyya Önder’i anmakla kalmayıp, aynı zamanda demokrasi, insan hakları ve barış konularında yürütülen tartışmaların önemini de vurguladı.
Sırrı Süreyya Önder, 1963 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiş, 1980'li yıllarda siyasi aktivizme adım atarak Türkiye’nin toplumsal sorunları üzerinde durmuştur. Özellikle Kürt sorunu, demokrasi ve insan hakları alanındaki çalışmaları ile tanınmış, barışçıl söylemleriyle dikkat çekmiştir. 2013 yılında HDP'den (Halkların Demokratik Partisi) milletvekili olarak seçilen Önder, parlamento çatısı altındaki etkili konuşmaları ve mücadelesi ile kamuoyunun takdirini toplamıştır. Önder, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir sanatçıydı. Tiyatroculuğu sırasında edindiği deneyimleri, siyasal mücadelesinde de büyük bir ilham kaynağı olmuştur.
Meclis’te gerçekleştirilen anma programında Önder’in hayatına dair belgeseller, fotoğraflar ve önemli konuşmalar paylaşılmış, katılımcılar tarafından duygusal anların yaşanmasına sebep olmuştur. Sırrı Süreyya Önder'in adının anıldığı bu özel günde, birçok siyasetçi, sanatçı ve gazeteci de katılarak onun anısını yaşatmaya ve düşüncelerinin arkasında durmaya devam edeceklerini bildirmiştir. Anma sırasında konuşan isimlerden biri olan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Önder'in barış ve kardeşlik mücadelesinin Türk siyaseti açısından büyük bir öneme sahip olduğunu ifade ederek, ‘Sırrı Süreyya Önder’in idealleri için mücadeleye devam edeceğiz’ dedi.
TBMM'deki anma töreni, sadece Sırrı Süreyya Önder’in anılması açısından değil, ayrıca barış ve insan hakları konusundaki tartışmaların yeniden gündeme gelmesi açısından da büyük bir anlam taşıyordu. Türkiye’de uzun yıllardır süregelen yani toplumsal ve siyasi meseleler açısından sıkıntılı bir dönem yaşanıyor. Önder’in düşüncelerinin, barışçıl yaklaşımlarının ve insan hakları konusundaki hassasiyetinin bugün hala ne kadar gerekli olduğu bir kez daha vurgulandı. Anma töreni, toplumda farklı görüşlerin bir araya gelerek eşit bir şekilde ifade edilmesinin önemini gözler önüne sererken, Önder’in katılımcı siyaseti teşvik eden söylemlerinin hatırlanması adına da önemli bir fırsat sundu.
Anmadan sonra birçok katılımcı sosyal medya hesaplarından paylaşımlar yaparak, Sırrı Süreyya Önder’in mirasının yaşatılması adına üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerini belirtti. "Biz ona söz verdik, mücadelemizi her daim sürdüreceğiz," diyen bir katılımcı, tüm topluma özgürlük, eşitlik ve demokrasi için ses vermeleri gerektiğini hatırlattı. Meclis’te gerçekleşen bu anma, hem bugünün hem de geleceğin daha demokratik bir toplum adına atılabilecek adımlara ışık tutması açısından kayda değer bir etkinlik oldu.
Sırrı Süreyya Önder’in anısı, Türkiye’ye kattığı değerler ve onun mücadelesi, sadece anma töreni ile sınırlı kalmayacak şekilde varlığını sürdürecektir. Özellikle genç nesillerin, Önder gibi isimlerden ilham alarak, toplumsal sorunlara duyarlı bir şekilde yaklaşmaları ve mücadele etmeleri de önem taşıyor. Meclis, bu tür anma etkinlikleriyle sosyal barışı ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmek adına örnek teşkil ederken, tüm toplumu da bu değerlere sahip çıkmaya davet ediyor.
Sonuç olarak, Sırrı Süreyya Önder’in anılması, toplumsal hafızanın güçlenmesi ve demokrasi kavramının yeniden sorgulanması açısından önem taşıyor. Barış ve insan hakları mücadelesinin yanına konulmuş olan bu anma, sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün başlangıcı da olabilir. Önder, belki aramızda yok ama bıraktığı miras ve düşünceler ile her zaman yaşıyor ve bizlere yol gösteriyor.